27 Ocak 2009 Salı

Bir Deli Saçması : İlişkide Taktiksel Yaklaşımlar

On senedir arkadaş olan iki tane adam eften püften bir sebepten ciddi kavga etse, kolay kolay altı ay kimse birbirinin yüzünü görmek istemez, kimse kimseyi aramaz, aracılar girer araya, barıştırmaya çalışırlar, iki adam da nuh derler peygamber demezler. Altı ay sonra falan da tesadüfen biryerde karşılaşırlar ve çekerler biraları, o kavgadan birgün önce durumları neydiyse oradan devam ederler muhabbete.

On senedir arkadaş olan iki tane kadın eften püften bir nedenle kavga etmezler. Mesela biri diğerinin aldığı ayakkabının aynısını aldığı için ettikleri kavganın sebebi bile eften püften değildir. Kıskançtır, çekemiyordur, hasedinden çatlıyordur. İki kadın ciddi kavga ettiğinde, ertesi gün ikisi birden arayıp özür dilerler. Hemen barışırlar. Birbirlerine hediyeler filan alırlar. Soğuk savaş da hep sürer aralarında.

Bir adam, sevgilisi olan bir kadın ile eften püften bir sebeple kavga ettiğinde, adam olayın soğumasını, kadınsa hemen aranıp, telefonlara çıkmamayı, adamı süründürmeyi ister. Eğer adam hemen aramıyorsa, zaten hiç sevmemiştir kadını kadına göre. Müthiş bir hayal kırıklığına uğrayacaktır kadın. Hemen ararsa adam, kadın da özür dileyecektir, çok katı davrandım filan diyecektir.

Yukarıda anlattıklarım ve aşağıda anlatacaklarım, kitaplarda, filmlerde anlatılan genel kadın ve erkek davranışlarıdır. İstisnaları olabilir.

Kadın davranışlarını iyi etüd etmiş bir adam, kısa vadede kadından istediğini almaya müktedirdir. Kadının birşeyi etüd etmesine çoğunlukla gerek yoktur, kısa vadede kadın adamdan istediğini her türlü alır. Orta ve uzun vadede ise ilişki, tamamen iktidar mücadelesine döner.

Bu defa bir adam sevgilisi olan kadınla eften püften bir sebeple kavga ettiğinde adam kadının hemen aramasını beklediğini bilecek ve ya aramayarak onu hayal kırıklığına uğratacak, ya da hemen arayıp barışacaktır. Kadın da bu defa adam aramazsa hayal kırıklığına uğramayacak, adamın kendisini sevmediğine de hükmetmeyecektir. Adam aramazsa, kadın da aramayacaktır. İkisi de esasen birinden birinin arayacağına emin olduklarından ilk arayan olmamaya çalışacaklardır. Eğer adam ararsa bu defa kadın adamın arama sebebinin kendisi olmadan yapamayacağı oluduğuna inandığı için dizginleri ele alıp adama hükmedecektir.

Bu süreçten sonra bu bilgiler de kümülatif tecrübe kütüphanesine eklenecek, yeni durum için yeni planlar hazırlanacak yeni akıl yürütmeler yapılacaktır.

Bu açıdan bakıldığında huzur arayan adama da, kadına da, eşcinsellik çok mantıklı gözükecektir.

Cevap veriyorum, hayır eşcinsel değilim, ben yalnız adamım hahahahaha.

10 yorum:

  1. iliskilerdeki oyunlara cidden benim kafam basmiyor.

    zaten kadinlari anlamakta da ciddi bir sekilde sikinti yasiyorum ben :)

    doktor da zamaninda beni erkek gormus ultrasonda, kiz dogunca ben cok sasirmislar.

    babam hep, ucundan kiz olmussun cidden der.

    ve davranislarim da daha cok erkek davranisi kismina kayiyor benim. o yuzden, dostum diyebilecegim bir tane kadina sahibim. kalan milyarlarca kadindan da hic biri beni sevmiyor :p

    YanıtlaSil
  2. bir de, fazla uzun sureli bir iliskim olmasina ragmen. hep biraz yalnizim ben. oyunlara kafamin basmadigi gibi, iliskinin normlarina da basmiyor.

    sevgilim dedigim adam, aslinda sevgilimden ote en yakin arkadasim. bu nedenle suruyor.

    onun disinda, ben en cok yalniz bir insanim. ve bu cok guzel.

    senin de kiymetini bilmen gerekiyor bence :)

    sonucta insan, en kolay kendisine katlanabiliyor

    YanıtlaSil
  3. :) ben kıymetini çok iyi biliyorum ve memnunum hayatımdan. İlişkilerin normları falan da hikaye. Öyle iş gibi rollerin karakterlerin belirli olduğu ilişki olmaz. Sims mi oyunuyoruz allah allah :)

    YanıtlaSil
  4. bu yazıda bir bilgisayar programı kokusu alıyorum. modelleme eskizi. eskiden "if..then" döngüsü vardı, hala var mıdır acaba :)

    yalnızlık allaha mahsus desem :)

    YanıtlaSil
  5. if then for while çalışmasa burda olmazdık :)
    bu arada miss little sunshine diye film izledim geçen hafta orda eşcinsel dayının sevgilisi onu başka bi eşcinselle aldatıyordu. Buradan çıkarsak aynı durum onlarda da söz konusu olabilir. Ama en kötü durum kadının dizginleri tamamen ele aldığı dominant-kılıbık olarak nitelendirilen ilişki türüdür ,çok fecidir.

    YanıtlaSil
  6. Sevgili Mehmet Hayri,

    Yalnızlık iyi bir şey olmasaydı, Yüce allahım onu tekeline almazdı :) Modelleme konusunda da bilgisayardan çok satrancı düşünmüştüm. Hani iki tane hasta ruhlu adam filmlerde satranç oynar da, ortada hiçbirşey yokken biri diğerine mat oldun der, o da doğru der 22 hamle sonra bir kurtuluş umudum vardı, bu hamleyle onu da kestin. İşte ben orda kopuyorum abi. Lan 22 hamle boyunca birbirinizin ne oynayacağını biliyorsanız, oyunu ne oynuyorsunuz manyaklar.

    Satranç isimli oyunu hiçbir zaman iyi oynayamadım. Bunun en basit nedeni basit, yani rakip tarafından anlaşılır tuzaklar kurmamsa, daha da basit nedeni en sevdiğim Murphy kanunudur: "Düşman menzile girdi diye sevinme, sen de onun menziline girmişsindir." Ben mesela kendi vezirimle adamın vezirini almaya yönelik gayet beyinsizce tuzaklar kurmaya çalışırken, bir de bakmışım ki, adam kendi veziriyle benimkini alıvermiş. Hiç oynayamadım abi ben bu satrancı. Tavlaya da Tanrı zar atmaz diye karşı çıktım :) Yıllar sonra anlıyorum ki iki kişilik oyunları beceremiyorum ben.

    Sevgili Eysi (Sana böyle hitap etmeye karar verdim abi, havalı oluyor)

    Eşcinseller de insan, onların da canları var diyerek öncelikle biraz tribünlere oynayayım. Akabinde House vari bir yaklaşımla insanlar aldatır diyeyim. Buradan Aristo'yu da anarak, çıkarımımı yapayım : Eşcinseller aldatır.

    Yalnız ben aldatmadan bahsetmiyorum esasen yazıda. Eften püften nedenlerle edilen kavgalardan bahsediyorum. Mesela, vay sen benim büyük bir zevk ve ilgiyle izlediğim bir filmi nasıl aynı ilgiyle izlemezsin hani biz birdik aynıydık diye kavga eden modellerden bahsediyorum. Ya da mesela, makarna nasıl olmuş sorusunu yönelten kadına boş bulunup, ya makarna işte nolacaktı ki, cevabını verip kaba damgasını yüzyıllar boyu taşımak zorunda kalan adamdan bahsediyorum. Aldatan aldatır zaten benim anlamadığım doğru adamı ya da doğru kadını bulduğunda bile işlerin yolunda gitmemesi. Oysa mesela ben bizim Onur ile hiç böyle salak nedenlerden kavga etmiyorum abi. Ne o bana makarna yapıyor, ne yapsa makarna nasıl olmuş diye soruyor, ne de sorsa makarna lan işte cevabından alınıyor. Hem Onur mesela 20 sene önceki Fenerbahçe Galatasaray maçının hakeminin Galatasaraylı Yusuf'a gösterdiği haksız sarı kartın futbolumuzdaki önemiyle ilgili 12 dakika 52 saniyelik spontane sunum yapabiliyor. Yani Onur'un artıları saymakla bitmez abi :)

    Ve gelelim dominant kılıbık ilişki türlerine. Şimdi bu konuda da seni biraz başka diyarlarda gezdireceğim :)

    Şahsen ben inançlı bir adam olmayı çok isterdim. Yılmamayı, hayatı anlamlı bulmayı falan sayesinde başarabileceğim türden tutunabileceğim, ondan güç alabileceğim bir inanca sahip olmayı isterdim. Çünkü basit bir biçimde ben huzur istiyorum, ve en huzurlularımız ölü olanlarımız :) Ama bunu da aslında ölmeden bilemeyiz :) Neyse artık konumuza dönmeye başlayalım. Şimdi, eğer bu dominant abla, kılıbık abiyi herşeyin doğrusunu kendisinin bildiğine ve sözünden dışarı çıkmazsa mutlu mesut bir hayat yaşayacağına inandırmışsa, işte en mutlu çift odur. Öyle hariçten gazel atarak bir yerlere varamazsınız :) Burdan da konuyu insanın kibri konulu dev eserime bağlayacaktım da ip yetişmedi be abi.

    YanıtlaSil
  7. keske sims olsa hayat be :) ne guzel olurdu

    YanıtlaSil
  8. :) Sana komser şeksipirden cevap veresim geldi :)

    "yok lan bu evler, bu binalar, yoksunuz lan hic biriniz. vat iz matriks ulan."

    YanıtlaSil
  9. e ben hep bunu dedim.... eşcinsellik aynı açıdan bana da çok mantıklı görünüyor evet...
    demek ki tüm huzursuzluk sebebim hemcinslerime ilgi duyamamak....:)

    YanıtlaSil
  10. Sevgili Enteldantel

    Sana da yalnızlığı tavsiye ediyorum. Dediğim gibi iyi birşey olmasaydı yüce rabbim yalnız olmazdı.

    YanıtlaSil