14 Şubat 2010 Pazar

Söyleyecek Çok Şey Var Ruhi Bey

Söyleyecek çok şey var, belki de yok. Belki nothing is new under the sun, belki de şimdi yeni sözler söylemek lazım cancağızım. Sanırım ben konuşmamayı seçtim. Organize İşler'de Erdal Tosun hiç konuşmaz da sorarlar bir gün sen niye hiç konuşmuyorsun diye de o da zamanında çok konuşurdum hiçbir faydasını görmedim der ya öyle belki de. Bilmiyorum açıkçası, hatta bilmek istemiyorum. Biraz yoruldum galiba. Böyle uzun uzun konuşacak birini aramaktan, ilgiyle can kulağıyla dinleyebileceğim beni dinlemekten sıkılmayacak birini aramaktan sıkıldım. Hep aynı şeyleri düşünüp hep aynı notalarda gezmekten usandım galiba. Hayır ne olacaktı ki, ne bekliyordum , Brezilya mı? Yok değil.


Ne peki,

Yere dökülen bir un sessizliği mi
Göğe bırakılmış bir balon sessizliği mi


Yok değil. Neden susuyorsun diyorlar, konuşmak istemiyorum diyorum, genel olarak mı yoksa bizle mi konuşmak istemiyorsun diyorlar, genel diyorum. Lan geneli mi var bunun. Bülbülü öttüren gül değil midir yani. Kendimi kısır döngümü yıkamazken yakalayıp sürekli bundan şikayet ederken buluyorum. Ne konuşacağım, hem kimi kime şikayet ediyorsun.


İşini bitirmiş bir org tamircisinin
Tuşlardan birine dokunacakkenki
Dikkati ve tedirginliği mi.

Bak bu olabilir. Hoş ne biten bir iş var ne de işinin ehli bir org tamircisi. Ama bu henüz ortaya çıkmadı çünkü tuşlardan birine dokunmadım daha. Dokunduğumda, takke düşecek kel görünecek, bundan korkuyor muyum? Hayır zaten biliyorum.


Gördün mü hiç suyun yanmasını tuzda
Gördüm ben bu yaşam boyu iniltiyi


Görünmeyecek gibi mi, kabak gibi ortada. Yaşamımın amacı bu mu diye soruyorlar, dalga geçiyorlar. Var mı yaşamımın bir amacı? Yok, Adem sıçtı biz bokunu temizliyoruz. Bir çeşit mecburi hizmet. Ölsen ölünmez, yaşasan yaşanmaz. Sıkarsın dişini, dişin ağrır, hepsi bu. Bir gün de tamam derler, gömülürsün. Hepsi bu.


Yıkılmış bir ağacın üstünde yıllarca oturdum da
Gözleri avına benzeyen bir avcıydım sanki

Neyin peşindeyim? Ne istiyorum? Avcı avlamak isteyen bir avcı mıyım? Neyim, kimim? Köpeki köpeği ısırmaz, aslan aslanı avlamaz ama insan insanın kurdudur. Nedir lan bu saçmalıklar.


Ağaç da çürümüş zaten
Kazımış, oymuş bir yerlerinden gelip geçen onu

Çürümese şaşardım zaten. Sağlam bir şey çıksa altımdaki, hiç olur mu Ruhi Bey, hiç olur mu ? Olmaz değil mi? Hiç olur mu? Hayır olmaz. Tamam bu olmamış da, peki çocuk olmuş mu? Onu niye söylemiyorsun ki!


Soluksuz sessiz
Gölgesiz devinimsiz
Bir Ruhi Bey olarak Ruhi Beysiz
Kentin içine kadar sokuldum.
Ağzımın içi zehir gibiydi
Tuttum bir sigara yaktım
Kravatımı düzelttim
Ayakkabılarımı sildim
Ve sordum:
- Ben Ruhi Bey nasılım
- Sahi siz nasılsınız Ruhi Bey
- İyiyim iyiyim.

İyi miyim sahiden? İyi olmaya mı çalışıyorum? Nasıl bir çalışma ki bu, olunuyor da doğulmuyor, Yok yok öyle demeyelim, iyi diyelim olalım. Diyince olunuyor mu? Nasıl bir şey bu? Sabreden derviş muradına ermiş. Sabredelim, yani bekleyelim.


O kadar bekledim ki, geliyorum
Ölümümü bekledim, geliyorum
Bir ölüyü ve ölünün bütün inceliklerini
Bekledim geliyorum.

Ben Ruhi Bey, mutlu olan Ruhi Bey
Ölümü gömdüm, geliyorum
Bir sonbahar günüydü, geliyorum
Güneşler buz gibiydi, geliyorum
Ve bütün kötülükler
Ölümün armaları gibiydi
Size anlatırım, geliyorum.

Hepsini, hepsini gömdüm, geliyorum
Havuzun kırık taşlarını - siz bilmezsiniz -
Limonluğu ve kırmızı konağı - siz bilmezsiniz -
Aynalarda kendini seven Ruhi Beyi - siz bilmezsiniz -
Ve bildiğiniz Ruhi Beyi -ya da pek bilmediğiniz -
Gömdüm ben, geliyorum.

KORO

İyi biliriz sizi biz, iyi biliriz
Nerdesiniz Ruhi Bey.

RUHİ BEY

Gömdüm hepsini, geliyorum
Bütün ölülerimi gömdüm, geliyorum.

KORO

Peki ya sonuç, Ruhi Bey, ya sonuç
Biz sizi tanımaz mıyız
Siz ne yaparsınız bundan sonra, biz ne yaparız
Bir bütünün parçalarıyız, bir bütünün parçalarıyız.

RUHİ BEY

Sonuç mu dediniz, ne dediniz, ne dediniz
Sonuç hiç gömülür mü, geliyorum
Ben yalnız ölülerimi gömdüm, geliyorum.

KORO

Doğrusu anlamıyoruz Ruhi Bey
Her insan biraz ölüdür
Biz ki bir bütünün parçalarıyız, biliriz
Her insan biraz ölüdür.

RUHİ BEY

İnsan yaşıyorken özgürdür
Yaklaştım iyice, geliyorum.

KORO

Her insan biraz ölüdür
Biz de biraz ölüyüz.

RUHİ BEY

Ölüler ki bir gün gömülür
İçimizdeki ölüler, dışımızdaki ölüler
İnsan yaşıyorken özgürdür
İnsan
yaşıyorken
özgürdür.


Her insan biraz ölüdür ve insan yaşıyorken özgürdür. Ey özgürlük, ey yaşam nerelerdesiniz. Hangi deliğe girdiniz yine. Neden en kendimi birazdan çok daha fazla ölü hissediyorum? Neden yaşamak bu kadar zor? Ölüm ölüm dediğin nedir ki gülüm ben senin için yaşamayı göze almışım. Ha ha. Almış mıyım? Öyle bir sen var mı, yaşamayı göze alacak kadar. Nerede, kim?


O zaman Ruhi Bey, susalım, konuşacak ne var ki! Hala konuşuyorum değil mi Ruhi Bey, haklısın valla, tamam sustum.