4 Haziran 2008 Çarşamba

Serüven

Önce kelime vardı.
Sonra can oldu.
Can doğdu hayat oldu.
Can, hayat ve kelime artık beraberdi.
Sonra hayat cana sıkıca sarıldı.
Can sıkıldı, içinden yalnızlık fırladı.
Özledi can hayatı ve kelimeyi.
Hasret arkadaşı oldu.
Hasret yakmaya başlayınca canı.
Ben geldi canı kurtardı.
Ben ile Can hayata tekrar kavuştular.
Kelime ile de yalnızlık dertleşiyordu.
Umut geldi ben, can ve hayatı
Kelime ve yalnızlığın yanına götürdü.
Benim bir işim var dedi ve gitti Umut.
İş de nereden çıktı şimdi dedi can.
Umudu sevmişti. Sevgi doğdu.
Neden gitmişti. İşe nefret duydu.
İş kimdi ? Umutla aralarında ne vardı ?
Can merakla tanıştı. Merak ona güç verdi
Ben candan gücü aldı hayal verdi.
Ben güçlenince yalnızlığı çekti yanına.
Can da hayal ettikçe kelime yanında kaldı.
Hayat kendi başına kalınca işin esiri oldu.
Can hayatı kurtarmak için işe saldırdı.
İş canı, hayatı, hayali, kelimeyi zindana kapattı.
Merak geldi zindanın dışını anlattı.
Ben ile güç işe gidip zindandakileri serbest bırak dediler.
İş onlara para verdi. Ben ile güç parayı da aldılar
Fildişi kulelerinden olanları seyrettiler.
Zindandakiler ağladı, umudu çağırdılar.
Umut geldi iş ile ben savaşamam dedi.
Ama savaşacak birini tanıyorum.
Umut zindandakilere aşkı getirdi.
Aşk ile birlik oldu zindandakiler.
Önce işi esir aldılar sonra ben ile savaşa girdiler.
Ben ile güç, para ile yalnızlık aşka boyun eğdiler.
Can, hayat ve aşkın birlikteliğinden saadet doğdu.
Sonra zaman geldi hepsinin üzerine çöktü.
Önce saadet, sonra aşk kaçtı zamandan.
Can ile hayat hastalandılar.
Ben gücünü ve parasını kaybetti.
Zaman saldırmaya devam ediyordu.
Ben, hayat, can, yalnızlık ve kelime kalana kadar
Herşeyi kasıp kavurdu zaman.
Zamana karşı tek çare ölüm çıkageldi.
Ben, hayat, can ve yalnızlık, ölüme tutundu.
Kelimeyi ise kabul etmedi ölüm.
Sen herkese hayatı, canı, yalnızlığı, beni anlatacaksın.
Herşey gitti kelime kaldı.
Önce ve sonra kelime hep oldu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder