9 Haziran 2008 Pazartesi

Romantik, Yeşilçam Sinemasına bir saygı duruşu

Romantik, Yeşilçam havasını koklamış, “Çiçek Abbas” ve “14 Numara” gibi filmlerin de yönetmeni olarak Sinan Çetin’in Yeşilçam Sinema’sına bir saygı duruşu gibiydi. Filmin üslubu, replikler ve oyunculuklar fazlasıyla tiyatral ve klasikti. Eski Türk filmlerine Okan Bayülgen’in yaptığı atıflar da bu saygı duruşunun altını çiziyor.

Hukuk fakültesi öğrencisi Ömer otobüs durağında bekleyip hiç otobüse binmeyen Yasemin’e aşık olur. Zaten Yasemin de otobüse binecek birine benzememektedir. Yasemin kumarhane ve eğlence dünyasının patronu zengin Mazhar Bey’in konuşmayan kızıdır. Yasemin, Ömer’in aşkı sayesinde yeniden konuşmaya başlar. Ömer, yakın arkadaşı Gökhan ve Yasemin ile eğlenceli ve mutlu bir hayatın içine dalar. Ta ki Yasemin’in çocukluğundan hatırladığı arabayı ne kadar özlediğini duyan Ömer’in arabayı Yasemin’e vermek için hırsızlığı göze alacağı güne kadar. Gökhan, Yasemin’in özlediği arabanın yerini bilmektedir ve Ömer’e arabayı çalmasını tavsiye eder. Ömer hukuk öğrencisi olmasına neden olan tüm adalet duygusuna rağmen kabul eder ama arabanın bulunduğu villanın kapısına geldiğinde çok korkar. Gökhan kendisine bir tabanca vererek korkmasına gerek olmadığını söyler. Arabayı çalmaya giden Ömer villanın güvenlik görevlisini öldürür ve Yasemin’i terkedip Bulgaristan’a kaçmak zorunda kalır. Yasemin’e arabayı götürür ancak adam öldürdüğünü anlatamaz. Bulgaristan’dan yazdığı mektupların Yasemin’e ulaşması Gökhan tarafından engellenir. Yalnız kalan ve Ömer’in kendisini terketmesini kabul edemeyen Yasemin ile Gökhan arasında yakınlaşmalar başlar. Ömer ise Bulgaristan’dan yazdığı mektuplara bir araba için adam öldüren biriyle beraber olamayacağı için Yasemin’in cevap vermediğini sanır. Güçlü adalet duygusu, hukukçu olmak isteyen Ömer’in bu defa polis olmasına yol açar. Polis Ömer’in yeni görevi Mazhar’ın eğlence ve kumarhane dünyasına sızarak bir cinayeti aydınlatmaktır, hem de Gökhan ile Yasemin’in evliliklerine sadece 3 gün kala. Ömer’in Gökhan’ın yalanlarını anlamasıyla, filmin ana hikayesi Gökhan’dan alınacak intikamın peşindeki Ömer olur.

Repliklere, müziklere, karakterlere, hatta Mazhar’ın kumarhanesine kadar herşeyin Yeşilçam sinemasından izler taşıdığı filmde Ömer’i Tarık Akan, Yasemin’i Hale Soygazi, Gökhan’ı da Kuzey Vargın falan oynamış olsa 70’lerin sıkı Türk filmlerinden birini izliyoruz demek işten bile değildir.

Ömer tam intikamını almaya başlamışken film kırılır ve birden bire bambaşka bir hikaye anlatmaya başlar. Filmin ana hikayesi bambaşka bir hikayenin yan hikayesi oluvermiştir. Yeni hikaye, önce eski hikayeyi içine alır, sonra onun suyunu çıkarır ve posasını da bir kenara atar. Meğer eski hikayenin suyu yani tek gerçeği Ömer’miş. Yeşilçam filmi de artık hikaye içinde hikaye anlatan postmodern bir hal alır.

Gökhan meğer Gökhan değilmiş, Cemil yani Cemo imiş. Yasemin Cemo’nun çocukluk aşkıymış. Yasemin’in babası Mazhar Cemo’nun annesine tecavüz etmek üzereyken çocuk Cemo tarafından kendi silahıyla vurulmuşmuş. Cemo’nun annesi olayın üzüntüsünden intihar etmişmiş. Cemo’nun babası bu olay nedeniyle 20 yıl boyunca hiç konuşmamışmış. Yasemin’in Ömer’den istediği araba meğer Cemo’nun babasınınmış. Ömer’in öldürdüğünü sandığı güvenlik görevlisi Cemo’nun arkadaşıymış ve yaşıyormuş. Cemo 20 senedir adım adım planladığı bir intikamdan en yakın arkadaşı Ömer için de olsa vazgeçemezmiş. Ömer’i safdışı birakmasının sebebi meğer içindeki yoğun intikam duygusuymuş. Hatta Ömer’in Yasemin’e olan ilgisini anladığında da bırak uğraşma, o kızı konuşturamazsın diyerek Ömer’i uyarmışmış.

Film tam Cemo’nun intikamı ile Ömer’in intikamının çatışmasını ve polis Ömer’in Yasemin’î kurtarması ile son bulacak bir hikayeyi anlatacakken bir kez daha aniden kırılır. Bu defa postmodern hikaye özneyken, daha büyük bir hikayenin nesnesi oluvermiştir. Meğer Cemo herşeyi yanlış görmüşmüş. Yasemin’in babası ile Cemo’nun annesi birbirine aşıkmış. Cemo’nun annesi babasından ayrılıp Mazhar ile evlenmek istiyormuş. Cemo’nun Mazhar’ı vurduğu üzerinde M yazan tabanca kuru sıkıymış. Ömer’e arabayı çalarken verdiği tabanca da buymuş. Güvenlik görevlisi bu yüzden ölmemişmiş. Meğer Cemo’nun tecavüz sandığı olayı Yasemin’de görmüşmüş. Yasemnin bu olay nedeniyle 20 yıl boyunca hiç konuşmamışmış. Cemo’nun annesi intihar etmemiş, Cemo’nun babası tarafından zehirlenmişmiş. Filmin baş rolü ne Ömer ne de Cemo imiş. Filmin başrolü Cemo’nun babasıymış. O hiç konuşmayan, yıllardır acı çeken adam meğer tüm bu olayların planlayıcısıymış. Cemo’nun “inanç perdesi ne kadar kalınsa, akıl güneşi o kadar geç doğar.”mış.

Üç ayrı Yeşilçam hikayesini içiçe anlatan kurgusuyla Sinan Çetin aynı anda hem Yeşilçam filmlerine bir saygı duruşunda bulunmayı hem de postmodern bir film çekmeyi becerebilmiştir. Yeşilçam sinemasının sonu başından belli hikayelerinin postmodern kurgularla heyecanla izlenebilir filmlere dönüşebileceğini kanıtlamıştır. Yeşilçam sinemasını özleyen Türk sinemaseverine Sinan Çetin’den bir tür armağandır Romantik filmi. Hem de Yeşilçam sinemasının kötü kurgu, kalitesiz çekimler, düşük tempo gibi pek çok arızasını büyük bir başarıyla gidererek.

Şahane çekilmiş kareleri, Okan Bayülgen’in çok iyi oyunculuğu, özellikle Okan Bayülgen’e söyletilmiş güzel replikleri ile film, benim beklentimi ziyadesiyle karşılamış başarılı ve güzel bir filmdir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder