17 Kasım 2008 Pazartesi

Hiç Olmazsa Biz Dönek Değiliz.

Biz sonradan doğduk
Okuduk, dinledik
İmrendik, abarttık
Sonunda uyandık davaya
Siz ogün doğdunuz
Yakıp yıktınız
Kaç yıl geçti bak
Sonunda döndünüz davadan
Hakim bey itirazım var
Hakim bey son bir sözüm var
Kayıp gençlik deyip geçme bak
Hiç olmazsa biz dönek değiliz
Biz sonradan doğduk
Batının koynunda
Alıştık sormadık
Sürüyle yol aldık sessizce
Siz o gün doğdunuz
Votkayla coştunuz
Sarhoşluk geçince
Viskiye döndünüz sessizce
Hakim bey itirazım var
Hakim bey son bir sözüm var
Kayıp gençlik deyip geçme bak
Hiç olmazsa biz dönek değiliz....

68 kuşağının çocukları olan yani 65-80 arası doğumlu şu anda yaşları 28-43 olan jenerarsyon sürekli olarak eleştiriliyor. İnançsız, değersiz, tembel, apolitik, bencil, dirençsiz vs. vs. vs. Bize x jenerasyon deniyor. Biz bilinmiyormuşuz, anlaşılamıyormuşuz. Neden ? Biz asosyalmişiz. Neden ? Bizim büyük rüyalarımız yokmuş. Neden ? Bencilmişiz. Neden ? Mücadele etmiyormuşuz, teslim oluyormuşuz. Aşk nedir bilmiyormuşuz. Paylaşmayı bilmiyormuşuz. Sadece şikayet ediyormuşuz. Dünyanın, hayatın merkezine kendimizi koyuyormuşuz. Bilgisayar oyunlarıyla büyüyor, kitap okumuyormuşuz. Hayal kurmuyormuşuz. Televizyon aptallarıymışız. Duyarsızmışız. Girmediğimiz savaşlarda kendimizi mağlup sayıyormuşuz. Amaçsızmışız. Davasızmışız. Seksin, alkolün uyuşturucunun pençesindeymişiz. Yalnızmışız, beraber yaşama kültürümüz yokmuş. Yabancılaşıyormuşuz. Matrixmişiz. Örgütsüzmüşüz. Çocuk yapmıyormuşuz, büyüklere saygımız yokmuş.

Yani şahsen 20 senedir aynı teraneyi dinlemekten çok sıkıldığımı söylemek istiyorum. Bir kere ben madem bencil bir kuşağım, büyüklerime saygım yok bana ne diye 20 senedir aynı şeyleri anlatıyorsunuz. Belli ki bir kulağımdan giriyor öbür kulağımdan çıkıyor. Bana neden 5 senedir evlen diye baskı yapıyorsunuz. Kendimi kandırıyormuşum ya ben değer erozyonu filan varmış ya, size ne. Ne sizin kahramanlarınız, ne devriminiz, ne ülkünüz, ne şiirleriniz, ne o arkadaşlarınızı öldüren duygusallığınız, hiçbiri beni ilgilendirmiyor. Büyük hayalleriniz için hayatlarınızı feda etmekten kaçınmayan, birbirinizi öldüren sizler değil misiniz ? Acı çeken, çektiren siz değil misiniz ? Sonra beni sınavlara sokan, dersanelere gönderen, Amerikalar’da okullara gönderen sizler değil misiniz ? Elinizde şarap kadehiyle villanızın bahçesinde ölen arkadaşlarınızı sizler anmıyor musunuz ? Bizi tüketim toplumu yapan siz değil misiniz ? Frankenstein gibi yarattığınız nesilden korkan, bizden nefret eden sizler değil misiniz ?

Bir kere biz en azından mutlak doğruya inanmıyoruz. Ne tek yol devrim, ne Harbiyeli aldanmaz. Bu sebeple kimse kimseyi yüce idealler uğruna öldürmüyor bizim jenerasyonda. Evet kutsal saydığımız pek fazla değer de yok, ama kendimizi herşeyin önüne koyuyoruz yetmez mi ? Biz ne ideolojik putlara tapıyoruz, ne de sonradan dönüyoruz. Biz yaşadığımızın sorumlusuyuz, yaşattığımızın değil. Çünkü sizin deyminizle biz yalnızız, faydamız da zararımız da kendimize.

Hala patronlarımız sizler değil misiniz ? Sizin istediklerinizi yapmıyoruz diye niye kızıyorsunuz bize ? Siz çok mu dinlediniz patronlarınızı, annelerinizi babalarınızı, öğretmenlerinizi ? Yar yanağından gayri paylaşmak için herşeyi dediniz, kan ve gözyaşı dışında ne paylaştınız ? Yokluğu, yoksulluğu paylaşmakla övünüyorsunuz, biz yoksul olmamayı becerdik en azından. Biz en azından margarin alabiliyoruz, evimizde doğal gaz var. Sakın bana açlıktan ölenlerden bahsetmeyin, o açlıktan ölenler sizin zamanınızda da ölüyordu. Hatta ne yazık ki siz ideolojik ölülerinizden, dilerseniz şehitlerinizden o kadar çok bahsediyordunuz ki, kendi düşmanlarınızla, kendi dertlerinizle o kadar meşguldünüz ki, bunları görmüyordunuz bile. Duvara yazı yazdı diye birbirinizi öldüren de sizsiniz, bunu putlaştıran da. Pek çok masum insanı siz öldürdünüz, pek çok masum insana siz acı çektirdiniz.

Artık bu 70’li yıllar övgüsünden vazgeçin nolur ? O yıllar iyi falan değildi. Bunu en iyi bilen de sizsiniz. Siz yokluk nedir bilmezsiniz diye direkt bizi azarlıyordunuz ya, istediğimiz marka ayakkabıyı almadığınız zaman. Sanki yokluk nedir bilmemek suçmuş gibi, ya da herkes yokluğu bilse herşey çok güzel olacakmış gibi.

Sizin anneleriniz sizi evden dışarı çıkarmıyor diye, sizin tutkunuz, özgürlük alanınınız sokaklar diye bizim bilgisayarımıza karışıyorsunuz. Neymiş, biz sokakları tanımıyormuşuz, evimizde oturuyormuşuz, çıkmalıymışız, hayata karışmalıymışız, ne o öyle evde otur oturmuş, hava almış, gezmiş, dolaşmış. Zamanında sizin hayatınıza müdahale ediliyor diye yapmadığınız kalmamış, biz sizin dediklerinizi yapmıyoruz diye suçluyuz. Niye çünkü siz kendinizden önceki nesilden de, kendinizden sonraki nesilden de daha iyi bilirsiniz herşeyi. Sizin bildiğiniz kesindir, doğrudur.

Bu ukalalıktan vazgeçin artık. Halk için halka rağmen dayattığınız doğrular yüzünden kan döküldü bu ülkede. Hala sizin uzantılarınız yüzünden kan dökülüyor Güneydoğu’da. Yeter artık. Ve siz sizin yarattığınız düzene karışmıyoruz diye bizi eleştiriyorsunuz. İyi niyetle anlattığınız masallar yüzünden kan dökülüyor. Uyanın artık.

Şarkıda da dediği gibi, “Hiç olmazsa biz dönek değiliz”.

Bu yazı Çemberimde Gül Oya dziisinin Yurdanur’una cevabımdır. Gerçi henüz 16 bölüm izledim. Tamamını izlemedim. Şimdiye kadar küçük Yurdanur’a sempati ile bakıyorum da, büyük Yurdanur kabus gibi.

2 yorum:

  1. 70lerin orta yerinde yasamis, bir cok olaya karismis, bir seylere gercekten de inanmis, dunyayi degistirmek istemis, kacmis, vurulmus, gozaltina alinmis, dovulmus, korkmamis bir anne babanin cocuguyum ben.

    ve yolu o kusaktan gecen her anne-babanin cocuk yetistirirken ayrildigi iki grup var bence.

    1.si: siz sikinti cekmediniz, siz anlamazsiniz, siz bilmezsiniz diyerekten; bir sekilde, kisitlayan, karisan, varlik icerisinde yokluk cektiren anne-babalar

    2.si: biz cok sikinti cektik, siz cekmeyin diye, cocugunu cok rahat birakan ve her istedigini yapan anne-babalar.

    eger bugun, ben makalelerimde bu x kusagina cok kafa patlatiyorsam, tuketici davranislarinda ya da reklam stratejilerinde falan bu kusak siniflandirmasinin bu x'inin uzerinde duruyorsam, en cok bu anne-babalar yuzundendir.

    bu kusagin var olma sebebi onlardir cunku..

    ve anne-babam diyordum..

    onlarin o donemdeki kararliliklari ve inanmisliklari her seferinde beni gururlandirsa, gozlerimi doldursa ve takdirimi toplasa da..

    benim babam, bugun mercedes arabaya binip, pipo icen ve tenis oynayan bir adam..

    ve evet..

    hic olmazsa biz donek degiliz..

    YanıtlaSil
  2. Valla ben de aynı tarihlerde hiçbir olaya karışmamış bir anne ve babanın çocuğuyum. Hadi annemi boşverin ama babamdan hem de ODTÜ gibi bir okulda sağduyulu kalabilmeyi başardığı için ve sanırım biraz da şanslı olduğu için gurur duyuyorum :)

    Her halükarda Duman'ın sözlerine fena halde katılıyorum.

    YanıtlaSil