5 Ağustos 2008 Salı

Günlerden Salı, Aylardan Ağustos, Mevsimlerden Yaz

Günlerden Salı, aylardan ağustos, mevsimlerden yazdı. Sıcak ve kurak geçiyordu hayatımın günleri. Her daim bir susamışlık, hep bir su arayışı. Küresel ısınmanın tatlı su kaynaklarını kurutmaya başladığı günlerde aramak suyu bir başına. Zordu. Determinizm ilkesinden nefret ettiğim zamanlarda merak sarmıştım quantum fiziğine. Nedenlerin doğurduğu sonuçlar parçacıkların fiziğinde karman çorman oluyordu. Parçacıkların dünyasında su aranmadan da bulunabiliyordu. Hayal etmeden de hayal kırıklığına uğrayabiliyordu insan.

Şartlar çetin, hayat cevizdi. Dışı dünyaya içi beyne benzerdi. Mahallenin yaramaz çocukları sokaklarda taşlarla dünyalar kırıp, beyinler yerlerdi. Kan olurdu, bazen can olurdu ama fazlası hep bok olurdu. Kanalizayonlar tıkanır, foseptik çukurları taşardı. Ağacının serin gölgesinde ceviz, tüketilmiş ve kabuğu kırılıp sokaklara saçılmıştı.

Günlerden Salı, aylardan ağustos, mevsimlerden yazdı. Sıcak ve kurak geçiyordu hayatımın günleri. Kafam kırık, beynim tozluydu. Hayatın anlamı beynimin tozlarına takılıyordu. Toz ve gaz bulutundan geriye toz kalmış, gaz uçmuştu. Denizlerin ve de toprakların altında doğalgaz arıyordu insanlar. Yüzeyler tozlu derinler gazlıydı çünkü. Su için, gaz için hep tozu toprağı kazmak gerekiyordu. Kazmak için gaz, gaz için su, su için de kazma gerekiyordu. Belki de bu yüzden sürekli dönüyordu dünya. Belki de bu yüzden zaman asla ölmezdi ve döngü yuvarlak değildi (“Time never dies. Circle is not round”).

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder