2 Nisan 2009 Perşembe

Bir İşyeri Hikayesi : Toygar Yılışık Alim ile Burcu Hanım arasında

Mert Elit işten ayrıldıktan sonra Toygar Lodosoğlu mecburen Alim Çelikkan’ın işleri ile de uğraşmaya başlamıştı. Alim Çelikkan’ın satış yöneticisi olduğu Avrupalı firma, Toygar’ın şirketinin en büyük ve en eski tedarikçilerinden biriydi. Bunca yıldır satış yaptığı bir firma ile envai çeşit sorunlar yaşamış ve bir biçimde hepsinin üstesinden gelebilmiş olmanın rahatlığıyla Alim Çelikkan klasik satışçı – satınalmacı davranış kalıplarını Toygar’ın şirketinde terkedeli çok olmuştu. Toygar’ın müdürü Burcu Hanım ile de fazlasıyla gayri resmi bir diyalogu vardı. Toygar da işleriyle uğraşmazken Alim Çelikkan’ın fazlasıyla yılışık biri olduğunu düşünürdü zaten ve pek de haksız sayılmazdı.

Alim Çelikkan 45-50 yaşlarında birkaç dil bilen ve Avrupa’da yönetici olarak çalışan bir Beyaz Türk’tü. Hali vakti yerinde, gelecek kaygılarını çoktan unutmuş, yılın en az yarısını evinden uzakta, Avrupa’nın hatta zaman zaman Ortadoğu’nun çeşitli bölgelerinde geçiren, elindeki PDA ile cep telefonu arası bir cihaz sayesinde her yerdeyken işlerini yürütebilen yeni nesil Batı tipi yönetici modelinin tipik bir örneğiydi. Toygar’a göre atipik olan tek yönü ise yılışık tavırlarıydı.

Toygar, Mert Elit işten ayrıldığı anda bu yılışık adamla ne halt edeceği konusunda bir endişeye kapılmış, ama sonra “amaaan Alim’den mi korkacaksın, bu işi Mert Elit’ten daha kötü yapman mümkün değil nasıl olsa” diyerek tüm endişelerini bir kenara atıp işlere konsantre olmaya başlamıştı. Toygar’ın ilk hedefi mevcut durumun ne olduğunu tespit etmekti. Gümrükteki ve yoldaki yüklemelerin dosyalarını incelemeye başladı önce ve siparişleri etkin bir biçimde takip edebilmek için Access programına gerekli verileri girmeye başladı. Access veritabanını daha önce Çin’e verilen çok çeşitli siparişleri takip edebilmek için kendisi tamamen kendi ihtiyaçlarına göre dizayn etmişti Toygar ve yer yer de bu işi abartmış, normalde muhasebenin tutması gereken bilgileri de tutmaya başlamıştı. Kısaca elindeki veritabanı Alim Çelikkan’ın işlerini takip etmek için fazlasıyla yeterliydi.

Toygar verileri veritabanına girerken İnci kodlu malın hem 2.85 USD hem de 3.00 USD fiyatından faturalarda yer aldığını görmüş ama bunu çok da önemsememişti. Eski siparişin bakiyesi yüksek fiyattan, yeni siparişten yüklenen mallar ise düşük fiyattan yükleniyor olmalıydı. Uzun süredir ticaret yapan firmalarda siparişler arasında fiyat değişmeleri çok olağandı. Bu değişimler, ekonomik şartlardaki değişimlerden kaynaklanacağı gibi, birbirlerinden vazgeçemeyeceklerini bilen iki firmanın sırayla birbirlerine verdikleri tavizlerden de kaynaklanırdı. Toygar gidip de Mert Elit’in saçma sapan proformalar klasöründen onaylanmış proformalar ile faturaların fiyatlarını karşılaştırmaya gerek duymadı. Gerek duysaydı da bunu yapabileceğinden çok emin değildi, zira tüm proformaların o klasörde doğru düzgün dosyalandığını sanmıyordu. Zaten bu işin zamanında Mert Elit tarafından yapılmış olması gerekiyordu. Toygar proformaları adam gibi klasöre koyduğunu sanmadığı birinin faturalarla proformaları miktar ve fiyat bakımından düzgünce kontrol ettiğini düşünmenin çelişkilerine aldırmadan Mert Elit’in bu işi düzgünce yaptığını varsaydı. Böylelikle Toygar kendi uydurduğu eski siparişlerin fiyatları yüksek yenilerininkiler düşüktür hikayesine tüm benliğiyle inanmaya başladı. Bir süre sonra gözünü kırpmadan bundan adı gibi emin olduğunu söylemesi işten bile değildi.

Bu arada Burcu Hanım ile “Yılışık Alim” arasında sözlü geçen fiyat pazarlıklarında odada bulunmadığından ve kendisine bu konuda doğru düzgün veri aktarımı yapılmadığı için Toygar’ın fiyatların güncel durumundan da çok fazla haberi yoktu. Nihayet Alim Çelikkan’a yeni bir sipariş verilmesi gereken an geldiğinde, Toygar basitçe taleplerini bildirdi ve proforma fatura talep etti. Nasıl olsa proforma faturayı Burcu Hanım imzalıyordu, fiyatlara da baksındı bir zahmet proformaları imzalarken.

Toygar gelen proformayı alıp onaylatmak üzere Burcu Hanım’ın yanına gitti. Burcu Hanım elindeki kalemle Gece kodlu ürünün 3.40 olan fiyatının üstünü çizdi, yanına 3.30 yazdı ve proformayı imzaladı. Toygar kendisinin bulunmadığı görüşmeler sırasında bunun karara bağlanmış ama Alim’in salak memuru Gabriella’nın bunu unuttuğunu ya da Alim’in sağa sola yılışıklık yaparken, bunu salak Gabriella’ya söylemediğini düşündü. Proformayı aynen Burcu hanım'ın imzaladığı şekliyle Alim Çelikkan’a gönderdi. Alim Çelikkan, Burcu Hanım’ın elindeki tükenmez kalemle kolayca 3.30 yaptığı fiyatın kesinlikle mümkün olmayacağını, zaten hammadde fiyatlarının yükselmekte olduğunu ve gönderdiği proformanın aynen onaylanmaması halinde siparişi üretime alamayacaklarını telefonda Toygar’a bildirdi.

Toygar neden hep bu ortada sıçan pozisyonunda kaldığını düşünürken, isteksizce ortadaki sıçanlık vazifesini ifa etmek için Burcu Hanım’ın odasına doğru yola koyuldu. Burcu Hanım’ın odasına girdiğinde, kısaca “Alim Bey Gece kodlu ürünün 3.30’a düşürdüğünüz fiyatını kabul etmiyor” dedi. Burcu Hanım, tamam ben konuşurum cevabın verdi ve bunun üzerine Toygar tekrar masasına dönerken, en az bir hafta boyunca Alim Çelikkan’ın sürekli “proformayı onaylayıp niye göndermiyorsunuz” diyerek kendisini taciz edeceğine emindi. Her seferinde söyleyeceği “Burcu hanım sizle görüşecekti, görüşmedi mi Alim Bey?.... Tamam Alim Bey ben Burcu Hanım’a tekrar hatırlatırım…. Alim Bey Burcu hanım ile dün telefonda konuştuysanız bu konuyu niye söylemediniz kendisine?.... Tamam Alim Bey anladım… Size de iyi günler.” sözlerini kendi sesimle bilgisayara kaydetsem de hiç çenemi yormasam diye fantezi dünyasında bir gezintiye çıkmıştı Toygar.

Olaylar tam Toygar’ın beklediği şekilde gerçekleşti ve yaklaşık bir hafta sonra bir Cuma akşamı Alim Çelikkan’dan gelen mailde Toygar’a proformayı onaylayıp göndermiyorlarsa, malı üretime aldıramayacağını, o zaman da verdikleri termin sürelerinin geçersiz olacağını bildirmişti. Bunun üzerine Toygar, cevaben Burcu Hanım’ın şehir dışında olduğunu, mala fabrikanın ihtiyacı olduğunu, fiyat konusunda nasıl olsa anlaşacaklarını dolayısıyla malı ürettirmesini talep eden bir yazı yazdı. Beş dakika sonra aldığı cevap hoşuna gitti Toygar’ın: “Anlaşamazsak farkı sen ödeyecek misin Toygar Bey?”

Toygar bir Cuma günü işteki son dakkalarını geçirirken gelen bu maile doğal olarak cevap yazmadı. Malın üretim programına alınacağına emindi. Ertesi hafta Alim Çelikkan, Burcu Hanım ile görüşmek için Toygar’ın şirketine geldi. Burcu hanım ile görüşmesinin ardından Alim Çelikkan veda ederken Toygar Gece kodlu ürünün fiyatını hallettiniz mi diye sordu. Burcu Hanım da Yılışık Alim de sırıtarak hallettik dediler.

Yaklaşık on gün sonra Gece kodlu ürün yüklendi ve faturası salak Gabriella aracılığıyla Toygar’a geldi. Fiyat 3.40 idi. Toygar Burcu hanım’ın yanına gitti ve “siz Gece kodlu ürün için 3.30’luk fiyatı Alim Bey’e kabul ettirmiştiniz di mi Burcu Hanım?” diye sordu. “Eveeeet” diyen Burcu Hanım’a bu defa “o zaman niye bunlar 3.40’a fatura kesiyorlar?” sorusunu patlattı Toygar. “Ben konuşur hallederim” dedi Burcu Hanım, Toygar’ın inanmaz bakışlarına aldırmadan. Toygar artık günahın kendinden gittiğini yüz kere söylediğini falan düşünürken en sonunda “amaaaan bana ne yaw” diye çıktı işin içinden. Fatura da değişmedi.

Burcu Hanım bu arada İnci kodlu ürünün ödemesini onaylarken gözünün faturaya takılmasının hemen akabinde “nee İnci üç dolar mı?” sesi Toygar’ın kulaklarını çınlattı. Toygar kendi uydurup da inandığı hikayeyi sanki dünyanın en hakim olduğu konusu buymuşçasına eski siparişler yüksek fiyattan, yeni siparişler düşük fiyattan diye anlatırken Burcu Hanım “yaw olur mu, hepsinin 2.85 olması lazım, bunu nasıl atlarsınız, ben yakalamasam ki, yakalayamadığım bir sürü şey vardır, Alim bizi tıkır tıkır işleyecekti” ile başlayan “iyice boşladınız işleri siz” ile devam eden Toygar’ın cılız çıkan “ama ama Mert Elit” seslerini yok sayan hararetli bir fırça seansının sonunda “üç dolarlık bütün İnci faturalarını bul ve birim başına onbeş cent iskonto talep et çabuk.” talimatıyla Toygar’ı gönderdi. Toygar hala kendi uydurduğu hikayenin doğru olduğunu, bu talebi yılışık Alim’e yazdığında, “hiç olur mu Toygar Bey, eski siparişler yüksek fiyattan yenileri düşük fiyattan” cevabını alacağını düşünüyordu. Yine de yazdı Toygar talebini Alim’e.

Ertesi sabah Toygar Yılışık Alim’den gelen “haklısınız, bizim Gabriella’nın hatası, iskonto talebinizi kabul ediyoruz” diyen mail ile güne başladı. Toygar gerçekten şaşırmıştı, beklemiyordu böyle bir cevabı. İnandığı hikayeyi tamamen kendisinin uydurmuş olduğunu farketmesi de uzun sürmedi. Kendi kendine “Allahtan bu konuda artistlik yapmamışım haaa” diye düşündü. Bundan sonra yılışık Alim’in söylediklerine boşverip Burcu Hanım’ın söylediklerinin gerçekleşmesi için canını dişine takacaktı.

Öğleden sonra Gece kodlu ürünün yüklemesinin fatuırası ulaştı Toygar’ın eline. Fiyat 3.40 idi. Toygar artık sertleşmeye karar vermişti. Hemen bir yazı yazdı:

“Alim Bey,

140143 ve 140107 nolu faturalarda gece kodlu ürünün fiyatı 3,40 USD. Her iki faturanın 3,30 USD fiyattan yeniden düzenlenmesini, veya 140143 nolu faturanın 3,23 USD fiyattan düzenlenmesini rica ederiz. Her iki durumda da Gece kodlu ürüne ilişkin iki faturanın fiyat ortalaması 3,30'a geliyor.

Saygılarımızla,

Toygar Lodosoğlu”

Yılışık Alim’in cevabı gecikmedi:

“Toygar bey,
Sen hic dayak yedinmi??? Ben senin abin sayilirim......
Iyi calismalar / aç”

Toygar gülümsedi kendi kendine ve içinden bunu sen istedin Yılışık Alim diye geçirerek son darbeyi vurdu.

“Alim Bey,

Aslında ömrüm boyunca çok kaşındım ama bebeyken abimden yediğim dayakları saymazsak dayak yemedim, ama sayı saymayı biliyorum. Ayrıca şunu da bilmenizi isterim ki benim pozisyonumda olan birisi için dayak kaçınılmaz. Bu fiyat 3.40 olarak kalsa Burcu Hanım’dan, 3.30 olarak kalsa sizden dayak yiyeceğim. O halde kimin dayağını yemeyi seçme şansım var demektir. Gururla söylüyorum ki, Burcu Hanım yerine sizden dayak yemeyi tercih ederim.

Saygılarımızla,

Toygar Lodosoğlu”

Bu defa Yılışık Alim’den gelen cevap Toygar için kötü çalıştığı şirket için iyiydi:

“Toygar bey,
Seni zevkle döverim üstüne de 10 sent iskontonu yaparım. Haftaya görüşürüz.
Iyi calismalar / aç”

3 yorum:

  1. şükret bunu kontrol eden bi iç denetim müfettiş gibi birisinin olmadığına, bi de onunla uğraşacaktın. Olsa da yedirirdiniz durumu o ayrı da:) çok enteresan şirket vaziyetleri olmuş burada..

    YanıtlaSil
  2. yaziyi, yarin ofiste okumak uzere sakladim. simdi ozellikle okumuyorum.

    bisey demeye geldim ben.

    yine yeni yeniden. mimledim.

    evet. :)

    YanıtlaSil
  3. Aylakcan iç denetim müfettişi gezen bir şirket olsa Toygar'ın şirketi zaten bu kadar salak bir şirket olmaz. Garibim toygar için çok üzülüyorum :p

    Çakma Melek :) merak ediyorum eylemlerin sürecek mi?

    YanıtlaSil